Sağlık Önerileri

Meme kanseri, daha çok 40 yaşından sonra görülmeye başlayan, ilerleyen yaşla birlikte görülme sıklığı artan kadınların en çok rastlanan kanseridir. Nadiren 40 yaşından genç kadınlarda da görülmesi mümkündür  ve bu olgular daha ciddi seyredebilmektedir. Memede ele gelen bir kitle( tümör ), meme cildinde gamze benzeri çekintiler, meme başının içeri çekilmesi (retraksiyon), meme cildinde portakal kabuğu görünümü  ve meme ucunda egzema benzeri değişiklikler (Paget hastalığı), emzirme öyküsü olmaksızın memede iltihap bulguları, meme başından kanlı akıntı, koltukaltında kitleler (lenf bezi büyümeleri) gibi belirti ve bulgular kanser habercisi olabilir.

25 yaşından itibaren her kadın ayda 1 kez doğru bir teknikle kendi kendini muayene etmelidir. Meme kanseri taraması, 40-50 yaş arasındaki kadınlarda  2,  50 yaşını geçmiş kadınlarda ise yılda 1 kez cerrah muayenesi ve mamografi tetkiki ile yapılmaktadır. Gerektiğinde meme ultrasonu da eklenebilir.

Memede kitle yakınması olan 35 yaşın altındaki kadınlarda ilk başvurulacak inceleme meme ultrasonu (US)’dur. Daha yaşlı kadınlarda ise Mamografi ve meme ultrasonu bir arada yapılmalıdır. Kitlenin basit kistik karakterde olduğunun tespit edilmesi kanser riskini çoğu zaman ortadan kaldırır. Ancak iç yapısı memeden farklı bir dokudan oluşmuş (solid) kitleler, özellikle mamografide düzensiz sınırlara sahip ve mikrokalsifikasyon içerenler kanser  yönünden yüksek risk taşımaktadırlar. Bu durumda ince iğne veya kalın iğne (Tru-cut, core) biopsi tekniklerinden birine baş vurularak patolojik tanı netleştirilmelidir.

Meme kanserinin temel tedavisi cerrahidir. Kanserli memenin tümüyle alınması ve koltukaltı lenf nodüllerinin temizlenmesi (modifiye radikal mastektomi) şeklindeki ameliyat klasik bir yaklaşımdır. Ancak uygun olgularda, hasta ve cerrahın ortak kararı ile, meme koruyucu ameliyatlar (lumpectomy, kadrantektomi) uygulanmak suretiyle de kanser tedavisinde başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Koltukaltı lenf nodüllerinin temizlenmesi işleminin sakıncalarından hastayı koruyabilmek için nöbetçi (sentinel) lenf nodülünün tesbitini hedefleyen yeni cerrahi teknikler uygulamaya girmiştir. Kanser hastalığının evresine ve hastanın durumuna göre, cerrahi öncesi veya sonrasında, kemoterapi ve radyoterapi gibi yardımcı tedavi yöntemlerine de başvurmak gerekebilmektedir.

Deneyimli cerrahlarca ve multidisipliner bir yaklaşımla tedavi edildiği takdirde, meme kanseri artık korkulan bir hastalık olmaktan çıkmıştır. Uygun tedavi görmüş erken evreli meme kanserlerinde 10 yıl ve üzeri yaşam beklentisi %80 düzeyindedir.